25 Eylül 2008 Perşembe

PAMUK YETİŞTİRİCİLİĞİ VE GENEL ESASLAR

Pamuk yaklaşık 700.000 hektarlık ekim alanı ve 800.000 tonluk lif üretimi ile tekstil,yağ ve yem sanayiine hammadde sağlayan ülkemizin en önemli lif bitkisidir.Pamuk üretimi çevreye bağlı olarak yapılan bir üretim şeklidir.Pamukta verim;iklim ve toprak faktörleri başta olmak üzere birçok etkene bağlı olarak değişim göstermektedir. Şimdi bunları irdeleyelim:

PAMUK ÜRETİMİNDE ETKİLİ ÇEVRESEL FAKTÖRLER:::

İKLİM FAKTÖRLERİ : Kendiliğinden oluşan üretici müdahelesinin mümkün olmadığı faktörlerdir.Pamuk bitkisi gelişme devrelerinin tamamında düşük sıcaklıklara karşı oldukça duyarlıdır.Ekim-Hasat süresi uzun olan bir bitki olduğundan en az 180-200 günlük bir don atmama periyoduna ihtiyaç duyar.Bunun yanısıra büyüme mevsimi boyunca 4-5 ay üniform sıcaklık ister.En iyi gelişmeyi 20-32 °C sıcaklıklar arasında yapar.Güneş ışığı, pamuğun erken gelişmesi ve çiçeklenmesi için çok önemlidir. Yetersiz gün ışığı, koza gelişimi ve olgunlaşmayı geciktirir. ¨ Yörenin yağış miktarı ve bunun aylara göre dağılımı önemlidir. Pamuk tarımı yağmur koşullarında yapılacaksa yıllık yağışın o bölgede en az 500 mm'nin üzerinde olması ve bu yağışın yaklaşık 200 mm'lik kısmının pamuğun gelişme dönemi boyunca düzenli olarak dağılması gerekmektedir. Pamuk ekiminden hemen sonra düşen aşırı yağışlar toprak yapısına ve toprak organik maddesine bağlı olarak kaymak oluşturarak fide çıkışını olumsuz etkileyebilmektedir. Ani yağış ve aşırı kuraklık değişimleri pamukta tarak ve koza dökülmesine neden olmaktadır. Rüzgar ise toprak ve bitki üzerinde kurutucu etki yapar.Özellikle kozaların açıldığı devrede yağışla birlikte rüzgar pamuğun dökülmesine,kirlenmesine,verim ve kalitenin düşmesine neden olur.
TOPRAK FAKTÖRLERİ : Yetiştiricilik açısından önemli olan toprak faktörleri toprağın bünyesi,yapısı,reaksiyonu,tuzluluğu ve toprak organik maddesidir. Toprağın bünyesi, kum, kil, mil, silt, tın gibi içerdiği mineral maddelerdir. Bunların bulunma durumuna bağlı olarak değişik toprak bünyeleri oluşmaktadır.Toprağın yapısı ise bünyesini oluşturan kum, kil, mil gibi toprak parçacıklarının çeşitli faktörlerin etkisi ile birleşerek kümeler oluşturması sonucu ortaya çıkar. Bu yönden topraklar teksel yada karışık yapıda olabilirler. Üreticiler toprak yapısını iyileştirici yönde uygulamalar yapmalıdırlar. Bunlar bilinçli toprak işleme (uygun zamanda, uygun aletlerle, aşırı olmayan toprak işleme), sulama, gübreleme, ve toprak organik maddesini artırıcı (münavebe, yeşil gübreleme, ahır gübresi kullanımı ve anız yakmama gibi) uygulamalardır. Pamuk, toprak isteği bakımından fazla seçici olmamakla birlikte derin profilli, organik maddece zengin ve su tutma kapasitesi yüksek topraklarda daha iyi gelişme gösterir. Pamuk tarımı için reaksiyonu nötr olan (PH=7) topraklar idealdir. Toprak reaksiyonu, topraktaki besin maddelerinin yarayışlılığı üzerinde daha çok etkili olmaktadır. Pamukta optimum PH isteği 6.5-7.5 arasıdır. Pamuk tarımı yapılacak toprağın PH'sı 6.5'in altında ise toprağa kireç, 8'in üzerinde ise jips uygulaması yapılmalıdır.Ticari gübrelerin devamlı kullanılması,gereğinden fazla su verme toprağın tuzlanamsına neden olabilir.Tuzlanma ise bitki yetiştiriciliğini olumsuz yönde etkiler. Toprak organik maddesi, toprak verimliliğinin en önemli göstergesidir. Pamuk tarımı için organik maddenin % 2 olması idealdir. Ancak pamuk tarımı sıcak karekterli iklimlerde yapıldığı için mikrobiyal ayrışma çok hızlı olmakta, bu hızlı ayrışma nedeniyle pamuk ekilen topraklar genellikle organik maddece düşük seviyede bulunmaktadır. Bu nedenle pamuk tarımında organik gübreleme (yeşil gübreleme, çiftlik gübresi, çöp gübresi, kompost vb. organik maddeler) önemli bir konudur. Fiğin yeşil gübre olarak toprağa verilmesi, toprak organik madde miktarını % 10-20 artırabilmektedir.
COĞRAFİK VE TOPOĞRAFİK FAKTÖRLER : Bu faktörler içerisinde pamuk tarımı açısından üreticileri ilgilendiren tarlanın eğimidir. Pamuk sulanarak yetiştirildiği için, toprak eğimi yüzey akışına neden olmayacak eğimde olmalıdır. Aksi taktirde toprağın verimli kısmının yapacağımız sulamalarla kendi elimizle kaybolmasına neden olabiliriz.
CANLI FAKTÖRLER : Canlı faktörler denildiğinde o ortamda bulunan doğrudan ve dolaylı olarak pamuk bitkisini olumlu ve olumsuz yönde etkileyen yabancı otlar,hastalıklar,zararlılar ve yararlı organizmalar anlaşılır.

PAMUK ÜRETİMİNDE ETKİLİ ÇEŞİT (TOHUM-TOHUMLUK) FAKTÖRÜ:::

Pamuk üretiminde verimi etkileyen en önemli faktör, ekilecek pamuk çeşidi ve bu çeşidin tohumluğudur. Pamuk çeşidinin bölgeye uyum sağlamış, yüksek verimli, teknolojik özellikleri üstün, hastalık ve zararlılara dayanıklı ve bakım işlemlerine iyi cevap vermesi gerekir.Bir bölgede ekilecek pamuk çeşidini, o bölgede yapılan adaptasyon çalışmaları belirler. Adaptasyon çalışmaları sonucunda Ege Bölgesi için Nazilli-84, Nazilli-87, NC873/143, Nazilli M-503, Lachata, Deltaopal, DP-5690, DP-5614, DP-5409, SG-1001, SG-501, SG-404, SG-125; Çukurova Bölgesi için Çukurova-1518, Sayar-314, Erşan-92, Maraş-92, Lachata, DP-5690, DP-5409, DP-50, SG-501, SG-404, SG-125; Güneydoğu Anadolu Bölgesi için Sayar-314, Maraş-92, Çukurova-1518, Nazilli-87, Stoneville-453, Nata, DP-5614, DP-20, SG-1001, SG-501, SG-404, SG-125; Antalya için Çukurova-1518, Nazilli-84Pamukta ekonomik üretim çeşit seçimi ile başlar. Erkenci çeşit seçiminin pamuk tarımında ekonomik önemi büyüktür.Erkenci çeşitler uzun ömürlü çeşitlere göre daha geç ekilme şansına sahiptirler. Bu özellik erken ekimin getireceği hava şartları (soğuk) riskinden bitkiyi korur.Uzun ömürlü çeşitler daha fazla bakım, sulama, ilaçlama ihtiyacı duyacaktır.Uzun ömürlü çeşitlerin hasadı yağışlara kalabilmektedir. Pamuk Tohumluğu ; - Ekilecek yöreye uyum sağlamış çeşide ait olmalı. -Ait olduğu çeşidin özelliklerini taşımalı -İri ve dolgun olmalı içinde yabancı madde bulunmamalı -Çimlenme oranı %70 ten az olmamalı -Pembe kurda karşı sterilize edilmiş ve erken dönem zararlılarına karşı ilaçlanmış olmalı -Hepsinden önemlisi bir tohumluk sınıfına (kontrollü yada sertifikalı) girmeli -Mümkünse havı alınmış veya çıplak (delintasyondan geçmiş) ve ilaçlanmış olmalı. Havsız (Delinte) Tohumun Avantajları ; -Havsız tohumun ekim akışı daha iyidir. -Tohumun çimlenme yüzdesi yüksektir (kırık, zayıf ve boş tohumlar ayrıldığı için) -Delinte tohum toprak tavını daha iyi değerlendirir ve tohum kabuğu daha kolay çatladığı için hızlı bir çimlenme ve daha kuvvetli fide elde edilir.¨ Tohum ile taşınan hastalık etmenlerinin kontrolünde yüzey sterilizasyonu sağlar. -Delinde tohum ilaçlı olduğu için toprak altı zararlıları ve kök çürüklüğü gibi mantari hastalıklardan daha az etkilenir. -Dekara daha az tohumluk kullanılır -Çıkış sonrası daha az bir seyreltme işçiliği gerektirir.

PAMUK ÜRETİMİNDE ETKİLİ ÜRETİCİ UYGULAMALARI:::

1-TARLANIN EKİME HAZIRLANMASI:

SONBAHAR HAZIRLIĞI:Tarla temizliği Pamuk tarlasının ekim hazırlığı, ön bitki kalıntılarının parçalanarak tekrar toprağa verilmesi ile başlar. Üst üste pamuk ekimi yada mısır gibi fazla sap artığı bırakan bitkilerden sonra pamuk ekimi yapılacaksa, hasattan sonra saplar kesilerek toprak içine gömülür. Organik madde miktarının düşük olduğu ülkemiz toprakları açısından bu tip uygulamalar toprak verimliliğinin korunması bakımından önemlidir.Uzun yıllar pamuk tarımı yapılan toprakların, her yıl aynı derinlikte işlenmesi, ve yoğun tarla trafiği ve ayrıca drenajı iyi olmayan tarlalarda aşırı sulamalarla Kalsiyum Karbonat (CaCO3) bileşiklerinin yukarı çıkarak belirli bir katmanda birikmesi sonucu toprak sıkışıklığı artmakta ve belirli bir derinliğin altında "pulluk tabanı" denilen sert bir tabaka oluşmaktadır. Pamuk bitkisinin kök gelişimi bu tabaka ile sınırlı kalmakta ve kök gelişimi normal olmamaktadır. Bunun sonucunda bitkiler toprağın alt katmanlarındaki su ve besin maddelerinden yeterince yararlanamamaktadır Ayrıca yağmur ve sulama sularının alt katmanlara geçişi engellenmekte ve bu suların sert tabaka seviyesinden, drenaj kanallarına akmasına veya yüzey akışı ile kaybolmasına neden olmaktadır. Diğer taraftan sert tabaka sulama etkinliğinin azalmasına ve kış yağışlarının toprakta depolanmamasına da neden olmaktadır.Pamuk bitkisinin etkin kök derinliğinin 0-90 cm olduğu, su ve besin maddelerini 0-180 cm arasındaki toprak tabakasından aldığı düşünüldüğünde, bu sert tabakanın mutlaka kırılması gerekmektedir Pamuk tarımında ürün kaybına neden olan bu sert tabakanın 3-4 yılda bir dipkazan (subsoiler) aleti ile toprağın oldukça kuru olduğu dönemde 90 cm derinliğe kadar çaprazlama olarak kırılması gerekmektedir Pamuktan sonra yine pamuk ekilecekse, pamuk sapları parçalandıktan sonra pullukla derin bir sürüm yapılarak bitki artıklarının toprağa karışması sağlanır. Ön bitki hububat ise hububat hasadından hemen sonra tarlanın pullukla işlenmesi gerekir. Ayrık ve kanyaş gibi rizomları ile çoğalan yabancı otların yoğun olduğu tarlalarda, pamuk ekimine kadar 2. ürün tarımı yapılmaması, toprağın yaz döneminde boş kalması bu otlarla mücadele bakımından yararlıdır. İLKBAHAR HAZIRLIĞI:İlkbahar hazırlığına yörenin iklim ve toprak faktörlerinin uygun olduğu zamanda başlanır.İlkbahar toprak işlemesi sonbahar tarla hazırlığından sonra kışın gelişen yabancı otların yok edilmesi amacıyla toprak goble-disk, diskharow, kültüvatör veya kazayağı ile işlenir. Gereğinden fazla yapılan toprak işlemesi ekonomik olmayacağı gibi, toprağın fiziksel yapısının bozulmasına da neden olacaktır.Yabancı Ot İlacı UygulamasıYabancı ot sorunu varsa, son toprak işlemesinden önce uygun olan yabancı ot ilacı ile uygun doz ve zamanda ilaçlama yapılmalı ve arkasından toprağa karıştırılmalıdır.Ekim Öncesi Gübre UygulamasıPamuk ekiminde kombine mibzer (tohum ve gübre ekebilen ekim makinesi) kullanılmayacaksa, uygulanacak azotlu gübrenin yarısı ve fosforun tamamı son toprak işleme öncesi uygulanıp toprağa karıştırılmalıdır. Ekim kombine mibzer ile yapılacaksa, gübre ekimle birlikte uygulanmalıdır.

2-PAMUK EKİMİ :

EKİM ZAMANI:Ekim zamanı bölgelere,yörelere hatta tarladan tarlaya değişir. Pamuk ekimini toprak sıcaklığı belirler.Ekim için en uygub sıcaklık 18 °C'dir. Tohum yatağındaki minimum toprak sıcaklığı 15 °C'nin üzerine çıktığında ve bu sıcaklığın birkaç gün sabit olması durumunda ekim yapılabilir.Bazı yıllar kısa süreli uygun koşullar oluştuğunda erken ekim yapılmakta, ancak çoğu zaman bu koşulların arkasından serin ve yağışlı günler gelebilmekte ve yeterli çıkış sağlanamayıp tekrar ekim yapmak zorunda kalınmaktadır. Bu nedenle koşulların stabil hale gelmesi beklenmelidir. Çabuk ısınan tava gelen hafif topraklarda ekim daha erken, killi topraklarda ise daha geç yapılabilir.Bölgemizde pamuk ekimi için koşullar Nisan ayının ikinci yarısından sonra uygun hale gelmektedir. Ekim işlemi mutlaka 15 Nisan - 15 Mayıs tarihleri arasında bitirilmelidir. Bu tarihlerden sonra yapılacak ekimlerde % 30 -50 arasında değişen oranlarda verim kayıpları olabilmektedir. EKİM YÖNTEMİ:Ekim, hazırlanan tohum yatağının şekline göre düze yada sırtlara yapılabilir. Ülkemizde yaygın olarak kullanılan ekim yöntemi mibzerle sıraya ekimdir.Kullanılacak tohum miktarı ekilecek tohum miktarını belirleyen en önemli faktör tohumun çimlenme oranı ve havlı yada havsız oluşudur.Normal koşullarda dekara 5-6 kg havlı veya 2-3 kg havsız tohum yeterli olmaktadır. Çiftçilerimizde çok fazla tohum kullanma eğilimi vardır. Gereğinden fazla tohum kullanımı, ekim sırasında veya ekimden sonra doğabilecek olumsuz toprak ve iklim koşullarına karşı bir nevi sigorta olarak düşünülmektedir. Ancak fazla tohum kullanımı, hem ekonomik açıdan hem de sıklıktan dolayı fidelerin zayıf gelişerek cılız kalmasını sağlamakta ve seyreltme işçiliği maliyetini artırmaktadır. EKİM DERİNLİĞİ:Ekim derinliği ekim zamanına,toprak yapısına ve tav durumuna göre 2-7 cm arasında değişir.Normal koşullarda 3-4 cm'dir. EKİM SIKLIĞI:Ekim sıklığı ekilecek pamuk çeşidinin bitki yapısına (açık yada kapalı bitki formu), toprağın verimliliğine, kuru yada sulu tarıma, erken yada geç ekime göre değişir. Açık bitki tipine sahip çeşitlerde sıra arası ve üzeri daha geniş, kapalı bitki tipine sahip çeşitlerde daha dar tutulmalıdır. Kuruda yapılan yetiştiricilikte, toprak verimliliğinin düşük olduğu topraklarda ve geç ekimlerde daha sık ekim yapılmalıdır. Genel olarak sıra arası uzaklığı 60-80 cm, sıra üzeri uzaklığı ise 15-20 cm arasında değişmektedir. Bu mesafelere göre birim alanda 6500-11000 arasında bitki bulunmaktadır.

3-ÇAPALAMA VE SEYRELTME:

Çapalama yabancı otları yok eder,topraktaki suyu korur,toprağın havalanmasını ve ısınmasını sağlayarak pamuk köklerinin ve toprak üstü aksamının daha iyi gelişmesini sağlar.Çapalama işlemi elle ve traktörle yapılır.Sulu pamuk tarımında tarlanın yabancı ot durumuna göre 2-3 kez el,3-4 kez traktör çapası uygulanmalıdır.Fide döneminde görülen mantarların neden olduğu kurumaların azaltılmasında,bitki gelişimindeki duraksamanın kaldırılmasında çapalama ile toprağın havalandırılması büyük önem arz etmektedir.Seyreltme işlemi ise; pamuğun ekim-birim alanında olması gerekenden daha fazla sayıda olan fidelerin alınması işlemidir.Seyreltme mümkün olduğunca erken ancak fidelerin olumsuz koşullardan daha az etkilenecekleri duruma geldiklerinde yapılmalıdır.Bu işlem fide çıkışından itibaren 20 gün içerisinde tamamlanmalıdır.

4-GÜBRELEME :

Pamuk bitkisi topraktan en fazla azot,fosfor,potasyum,kalsiyum,magnezyum ve kükürt almaktadır. Potasyum,kalsiyum,magnezyum ve kükürt topraklarımızda yeterli miktarda bulunmaktadır.Fakat toprak analizleri sonucunda ihtiyaç duyulduklarında dışarıdan uygulanmalıdır.Topraklarımızda yeterince bulunmayan azot ve fosfor gübreleri dışardan gereksinimleri ölçüde uygulanacaktır. Şöyleki ;Azot:Verim ve kalite üzerinde etkili bir elementtir Pamuk bitkisi azotu amonyum ve nitrat formunda almaktadır.Amonyum nitrat,amonyum sülfat ve üre pamuk tarımında kullanılan azotlu gübrelerdir. Amonyum nitratın % 21, % 26 ve % 33 saf azot içeren formları vardır. Amonyum sülfat % 21 , üre ise % 45-46 saf azot içerir. En çabuk etkisini gösteren azotlu gübre amonyum nitrattır. Azot eksikliğinde bitkinin gelişimi yavaşlar, yaprakları sararır ve küçülür,meyve dalları az ve kısa olur,bitki başına koza sayısı azalır.Aşırı azot uygulamasında ise fazla dal ve yaprak oluşur.Bitkinin hastalık ve zararlılara karşı duyarlılığı azalır,hasat gecikir.Pamuk bitkisi ihtiyaç duyduğu toplam azotun % 60-65'ini çiçeklenme döneminde almaktadır. Bitkide azot alımının en yüksek olduğu çiçeklenme ve koza oluşum dönemi, azot eksikliğine karşı en hassas dönemdir. Pamuk tarımında dekara 12-16 kg arasında saf azot yeterli olmaktadır. Bunun yarısının ekimle, diğer yarısının da çiçeklenme başlangıcında uygulanması gerekir. Azotlu gübrelerin uygulandıktan sonra mutlaka toprağa karıştırılması gerekir. Aksi taktirde gaz halinde önemli ölçüde azot kaybı olmaktadır. Fosfor: Hücre bölünmesi,hücrede enerji transferi,kök büyümesi,çiçek ve meyve teşekkülü, verim ve erkencilik üzerine etkili önemli bir elementtir.Pamuk tarımında fosfor noksanlığından ziyade fazlalığı görülebilir. Toprakta sıkı bir şekilde tutulduğu ve yıkanmadığı için, fazla miktarda fosforlu gübre uygulaması toprak kirlenmesine ve bazı elementlerin (demir, magnezyum, kalsiyum ve alüminyum) bitki tarafından alınmamasına neden olabilir. Bitki, fosfor ihtiyacının % 70-90'ını topraktaki fosfordan, % 10-30'unu ise o yıl uygulanan fosforlu gübreden temin etmektedir. Pamuk tarımında fosforlu gübrelerin dekara 6-8 kg saf fosfor esas alınarak ekim öncesi veya ekim ile birlikte bitki kök bölgesine uygulanması gerekir.Potasyum:Ülkemizdeki Pamuk tarımının yapıldığı alanlarda potasyum yeterli miktarda bulunmakla birlikte bunun bitki tarafından alınması mümkün olmayabilir.Potasyum noksanlığı pamukta lif kalitesini düşürmekte kozaları geliştirmeyip dökülmelerine ve hastalıklara karşı direncinin zayıflamasına neden olabilmektedir. Bu durum dikkate alınarak dekara 6-8 kg saf potas gelecek şekilde potasyumlu gübreler uygulanmalıdır. Potasyumun bitki tarafından alınması gelişme devrelerine göre değişmekte olup en yüksek potasyum alımı çiçeklenme devresinde gerçekleşmektedir.

5-SULAMA :

Bilinçli olarak yapıldığında bitkinin verim ve kalitesinde olumlu etki sağlayan önemli bir uygulamadır.Tekniğine uygun olmayan sulamalardan beklenen yarar sağlanamadığı gibi ürünün miktar ve kalitesinde kayıplara yol açabilmektedir.İyi bir sulamanın yapılabilmesi için suyun kaliteli,arazinin tesviyeli ve üreticinin bilgili olması şarttır.Üretici toprağının yapısını,arazisinin eğimini,bitkinin su ihtiyacının olup olmadığını,sulama zamanını,verilecek su miktarını ve sulama aralıklarını belirleyecek yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmalıdır.Sulama zamanı: Sulama zamanı iklim koşulları,toprak özellikleri ve bitkinin gelişimine göre belirlenir.Pamuk bitkisi genellikle ekimden çiçeklenme dönemine kadar su istemez.Bitki su ihtiyacını topraktaki kış ve ilkbahar yağışlarından tutulan sulardan sağlar.Ancak yeterli yağışın olmadığı zamanlarda bitkinin gelişiminde zayıflık olduğu gözlenirse çiçeklenme döneminden önce de sulanabilir.İlk su ekimden yaklaşık 40 gün sonra verilmeye başlanır.Erken ve gereğinden fazla yapılan sulama bitkinin kökleşmesini durdurur.Bu durum sonraki sulamaların daha sık yapılmasına neden olur.İlk sulamanın geciktirilmesi ise bitkinin erken yaşlanmasına ve verim kayıplarına yol açar. Pamuk bitkisi en fazla suya çiçeklenme döneminde ihtiyaç duyar. İlk sulamadan sonra, topraktaki nem durumu ve bitki kontrolleri yapılarak, 15 gün aralıklarla sulama yapılmalıdır. Sıcaklığın yüksek olduğu Temmuz - Ağustos aylarında, sulama aralığı 10 güne kadar inebilir.Koza olgunlaşmasının başladığı dönemde bitki büyümesinin yavaşlaması, kozaların açmaya başladığı dönemde tamamen durması gerekir. Bu dönemde büyüme gösteren bitkilerde, kozalar geç olgunlaşır ve kozaların bir çoğu açmadan yeşil kalır. Son suyun ise bitkide yaklaşık % 5-10 oranında koza açımının olduğu dönemde uygulanması ve daha sonra sulama yapılmaması gerekir. Aşırı sulama bitki boyunun büyümesine ve verimde azalmalara, mantari hastalıkların artmasına bazı zararlı böceklerin yoğunluklarının artmasına, kalitenin düşmesine ve toprakta bulunan bitki besin elementlerinin yıkanmasına neden olmaktadır. Çok geç dönemde yapılacak sulama ise alt kozaların çürümesine neden olacaktır.Sulama Yöntemi:Etkili bir sulama uygun bir sulama yönteminin seçilmesine bağlıdır.Amaç suyun en az kayıpla etkili kök derinliğine ulaşmasını sağlamaktır.Pamuk tarımında uzun tava,karık,yağmurlama ve son yıllarda damla sulama yöntemleri kullanılmaktadır.Sulama yöntemlerinin seçiminde arazinin eğimi,toprağın özellikleri, suyun kaynağı ve sulama masrafları göz önünde tutulmalıdır.Özellikle uzun tava ve karık sulama yöntemlerinde tarlanın mutlaka tesviyeli olması gerekir.Yanlış sulamalar gereksiz su kaybına, taban suyunun yükselmesine ve toprağın tuzlulaşmasına sebebiyet verebilir.

6-YABANCI OT HASTALIK VE ZARARLILARLA MÜCADELE :

Yabancı otlar pamuğun su, ışık ve topraktaki besin maddelerine ortak olan;hastalık ve zararlıları üzerinde barındıran,pamuk hasadını güçleştiren mücadele edilmediğinde verimi düşüren bitkilerdir. Bunlar geniş yada dar yapraklı olup hayat devrelerini bir yada çok yılda tamamlarlar. Tek yıllık olanlar tohum ile çok yıllık olanlar ise hem tohum hem de toprak altı organlarından çoğalırlar.Yabancı otlarla kültürel ve ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Kültürel mücadele, el ve makine çapası ile yapılmalıdır. İlaçlı mücadele, ekim öncesi, çıkış öncesi ve çıkış sonrası olmak üzere üç farklı dönemde yapılabilir.Ekim öncesi uygulanacak ilaçlar ekimden 1-20 gün önce toprağa verilip 5-7 cm toprak derinliğine karıştırılmalıdır. Ekim öncesi ilaçlama ile Horoz ibiği, Semiz otu, Sirken, Sütleğen, Yabani fiğ, Yabani bamya, Hardal, Darıcan, Çatal otu ve Yapışkan otun çıkması tamamen ve kısmen önlenebilmektedir.Çıkış öncesi ilaç uygulaması ekimden sonraki 24 saat içerisinde toprak yüzeyine uygulanır ve toprağa karıştırılmaz. Bu dönemde uygulanan ilaçlar Pıtrak, Köpek üzümü, Horoz ibiği, Yapışkan ot, Darıcan, su otu, Hardal, Semiz otu gibi bitkileri kontrol edebilmektedir.Çıkış sonrası uygulanacak ilaçlar ise Geliç (kaynaş), Darıcan, Yapışkan ot, Tilki kuyruğu, Çatal otu ve köpek dişi ayrığı gibi tek ve çok yıllık yabancı otların mücadelesinde kullanılmaktadır.Önemli pamuk hastalıkları : 1-Fide kök çürüklüğü;Pamukta fide kök çürüklüğüne Rhizoctonia solani, Fusarium spp., Verticillium spp., Pythium spp. funguslarından biri veya birkaçı neden olmaktadır. Kışı toprakta geçiren bu mantarlar ekimden sonra çimlenen pamuk tohumlarını hastalandırarak fidelerin toprak yüzeyine çıkmadan veya çıktıktan sonra ölmesine neden olurlar. Ülkemizde yoğun olarak pamuk tarımının yapıldığı alanlarda görülen bu hastalık, özellikle su tutan topraklarda yağışlı ve serin giden yıllarda büyük tahribat yapar.Fide kök çürüklüğüne karşı mücadelede ekim nöbeti uygulanmalı, 5-10 cm yüzeydeki toprak sıcaklığı 18 °C 'ye ulaşmadan ekim yapılmamalı, çok erken ekimlerden kaçınılmalı ve derin ekim yapılmamalıdır. Ayrıca tohumlar uygun bir ilaçla mutlaka ilaçlanmalıdır.(Carboksin + Thiram, Chloronep, Pencycuron + Captan, PCNB + Captan) 2-Verticillium ve Fusarium Solgunluğu;Yetişme mevsiminin sonlarına doğru kendini daha açık bir şekilde gösterir.Önce alt yapraklardan başlar ve yukarılara doğru yayılır. Yapraklar önce sararır, sonra kuruyup dökülür. Ekimin geç yapıldığı veya hastalığın erken görüldüğü durumlarda bitki boyu kısalır, bitki başına koza sayısı azalır ve kozalar küçük kalır. Bitki gövdesi kök boğazından enine kesildiğinde iletim demetlerinde kahverengi lekeler görülür. Hastalık insan eliyle, rüzgar gibi doğal etkenlerle, toprak, tohum (havlı çiğit) veya ürün artıklarıyla taşınabilmektedir. Havlı tohum yapışan bulaşık ürün artıkları yayılmanın önemli nedenlerindendir. Verticillium solgunluğu killi ve ağır topraklarda, Fusarium ise kumsal ve asitli topraklarda daha şiddetli seyretmektedir.Mücadelede en önemli yöntem dayanıklı çeşit kullanmaktır. İlaçla mücadelesi yoktur. Alınabilecek kültürel önlemler arasında, hasat artıklarının tarladan uzaklaştırılması, ekim nöbeti uygulanması, Aşırı azotlu gübre kullanımından kaçınılması, amonyum nitrat ve amonyum sülfat yerine üre gübresinin tercih edilmesi, konukçuluk yapacak yabancı otların imha edilmesi, ekim sıklığının arttırılması, sırta ekimin tercih edilmesi, köklere zarar verebilecek derin çapalamadan kaçınılması sayılabilir.3-Yaprak köşeli leke hastalığı;Pamuk bitkilerinin yaprak,sap, tarak ve kozalarında koyu yeşil ve kahverengi lekeler biçiminde görüken bakteriyel bir hastalıktır. İlk lekeler kotiledon yapraklarında açık yeşil yağ lekesi şeklinde görülür ve iklim koşulları hastalık için uygun giderse lekeler sapa ve kozalara geçer. Hastalık nedeniyle kozalar açılamayıp dökülürler.Hastalık tohumla taşındığı için mücadelesinde, hastalıklı tarlalardan tohum alınmamalı,ilaçlı tohum kullanılmalı,hasattan sonra bitki artıkları yok edilmeli,ekim nöbeti uygulanmalı ve aşırı sulamadan kaçınılmalıdır.Pamuk zararlıları: 1-Pamuk yaprak biti;Bitkinin özsuyunu emmek suretiyle zarar verirler.Bitkinin gelişimi yavaşlar.Salgıladıkları şekerli maddeler üzerinde mantar sporlarının çoğalması sonucu fumajin oluşumuna neden olurlar. Yaprak altında kümeler halinde yaşarlar. Aşırı sulama ve azotlu gübre kullanımı çoğalmasını teşvik eder. Zararlının çok sayıda doğal düşmanı bulunmaktadır. Haftada bir yapılacak kontrollerle yaprak biti sayısı 25'e ulaştığında ilaçlama yapılmalıdır.2-Beyaz sinek;Bitki özsuyu ile beslenir.bitkinin gelişimini durdurur ve koza tutma kapasitesini düşürür.Yoğun olarak görüldüğünde mücadele yapılmazsa %60 a varan verim kayıplarına neden olabilir.Mücadelesinde erkenci pamuk çeşitlerinin ekilmesi aşırı sulama ve gübrelemelerden kaçınılması hasat artıklarının ve yabancı otların yok edilmesi gerekir. Kontroller yapılarak yaprak başına 5 ergin veya 10 lavraya rastlanılması ilaçlamaya başlanılması gerektiğini ifade eder.İlaçlama aletine yaprakaltı meme seti ilave edilmelidir. 3-Pamuk yaprak piresi;Bitki özsuyu ile beslenir ve koza tutma döneminden itibaren önem arz eder.Zararlının erginleri yan ve hızlı hareketleri ile tanınır. Zarar gören yapraklar önce sararır, sonra kırmızılaşır. Yoğunluğu artarsa yaprak ve tarak dökümüne neden olur. Koza oluşturma döneminde yapılacak kontrollerde yaprak başına 10 birey tespit edilirse ilaçlı mücadeleye geçilmelidir.4-Kırmızı örümcek;Bitkinin tüm aksamında beslenmekle birlikte çoğunlukla taze ve kuvvetli yaprakları tercih ederler.Yapraklar üzerinde emgi yaptıkları yerlerde sarı noktalar oluşur. Daha sonra zarar gören kısımlar kızarır ve yaprak zamanından önce dökülür. Bulaşma tarla kenarlarından başlar. Tüm tarlaya yayılmamışsa zararlının olduğu alanlar ilaçlanmalıdır. Tarla geneline yayılmışsa bölgelere göre değişmektedir.5-Yeşil kurt;Ergini bir kelebek olan yeşil kurtum tırtılları başta taraklar olmak üzere çiçek ve kozalarda beslenerek zarar verirler.Yeşil kurdun 3 nesli pamukta zararlı olmaktadır.Yapılacak tarla kontrollerinde 3 m'lik pamuk sırasında ortalama 2 adet yeşil kurt görüldüğünde ilaçlamaya başlanmalıdır.İlaçlamada yüksek fayda sağlayabilmek için her nesilde yumurtadan yeni çıkmış lavraların çoğunlukta olduğu dönem seçilmelidir.6-Pembe kurt;Ergini bir kelebek olan pembe kurdun tırtılları özellikle kozanın içerisine girerek çiğit ile beslenir.Kör koza oluşumuna neden olurlar.Pembe kurt kışı kör koza veya çiğit içinde geçirdiğinden tohum ve tarla temizliği çok önem arz etmektedir.Pamuk hasadından sonra tarladaki saplar parçalanmalıdır. Delinte (havı alınmış) pamuk tohumu kullanılmalı, aksi taktirde çiğitler mutlaka fumige edilmelidir. Ülkemizde pembe kurt zararını önlemek için pamukta pembe kurt yönetmeliği bulunmaktadır. Burada belirtilen tedbirlere uyulması ve yukarda belirtilen kültürel önlemlerin alınması durumunda ilaçlı mücadeleye gerek yoktur.7-Kesici kurtlar;Pamuk bitkilerini çıkıştan itibaren 6-8 yapraklı oluncaya kadar keserek zarar verirler.Geç ekimlerde ve yağışlı geçen yıllarda zararalı fazladır.Mücadelesinde tohum ilaçlaması yapılmalıdır.

7-MÜNAVEBE :

Toprak verimliliğinin sürekliliğini sağlayabilmek,pamuk üretiminde ortaya çıkan yabancı ot, zararlı,toprak yapısındaki bozulmalar gibi bazı sorunların üstesinden gelebilmek ve ekonomik pamuk tarımı yapabilmek için münavebe (Nöbetleşe ekim) zorunludur.

8-:HASAT :

Pamukta hasat zamanı; bölgelere, ekim zamanına, uygulanan kültürel işlemlere (sulama, gübreleme vb.), bitkilerin hastalık ve zararlılardan etkilenme durumuna ve pamuktan sonra ekilecek bitkinin ekim zamanına göre değişir. Elle pamuk hasadına kozaların % 60-70'ının açtığı dönemde başlanmalıdır. Ülkemizde pamuk hasadı bölgelere göre Ağustos - Ekim aylarını kapsayan dönemde yapılmaktadır. Hasadın sonbahar yağışlarından önce bitirilmesi gerekir. Hasat sırasında naylon torba ve gübre çuvalı kullanılmamalı, pamuklar bez torbalara konulmalıdır. Toplama esnasında pamukların yabancı madde ile bulaşmamasına özen gösterilmeli ve ıslak olarak toplanmamalıdır.

KAYNAKÇA :K.S.Ü

Hiç yorum yok: